Mati Diop’un Altın Ayı ödüllü belgeseli, sömürge döneminde Fransa’nın Dahomey Krallığı’ndan yağmaladığı ve yıllardır müzelerde sergilediği 26 tarihi eseri Benin Cumhuriyeti’ne iade etmesini konu alıyor. Filmin ilk bölümünde, eserler arasında yer alan Kral Ghézo’nun heykeli hayali bir şekilde anlatıcı rolünü üstleniyor. Haitili yazar Makenzy Orcel,  kendi yazdığı bir metni okuyarak Ghézo’nun sesi oluyor. Dahomey Kralı’nın Afrika’ya dair anılarını, Paris’te bir depoda geçirdiği günleri ve memleketine geri dönmekle ilgili hislerini dinlerken, bir yandan da eserlerin titizlikle paketlenip bir gemiye yüklenmesini ve denizaşırı yolculuklarını izliyoruz. Eserler Benin’e ulaşıp sergilenmeye başladıktan sonra yeni bir soru gündeme geliyor. Aradan geçen onca zamanda ülkenin yaşama biçimi ciddi şekilde değişmiştir. Bugünün insanları bambaşka bir zamana ait bu eserlerle nasıl bir bağ kurabilir? Onlara bir eser gözüyle bakıp müzelerde sergilemek, kendi tarihini reddedip Batı’nın bakış açısını sahiplenmek anlamına mı gelir? Abomey-Calavi Üniversitesi’nin öğrencileri arasında hararetli bir tartışma başlar.

Berlin 2024 Altın Ayı