Seksenlerindeki Macit Bey ‘eski toprak’ denilenlerden, hâlâ evinin önünden denize giriyor, saygın akademisyen eşinin yasını tutuyor, anısını layıkıyla yaşatıyor ve tabii kendini dünya çok değiştiği için bir ‘büyük kuşatma’ altında hissediyor, hissetmeye hakkı olduğunu düşünüyor. Acaba kazın ayağı gerçekten öyle mi? Nitekim çocukları, hayatındaki başka insanlar Macit Bey’i farklı bir gözle görüyor. Biraz inatçı, biraz dayatmacı, hatta despot mu acaba? Kuşatma acaba kimden kime doğru? Büyük Kuşatma, Türkiye’de kuşaklar arasındaki ‘haklılık’ ve ‘liyakat’ efsanelerine mizahi gözle bakan bir ilk film.

İstanbul 2024

Seyfi Teoman En İyi İlk Film Ödülü