Öyle zamanlarda yaşıyoruz ki bin şişeden bin cin çıksa derde derman olamaz. Bu yılki uluslararası film seçkisi insanın insana,  hayvanlara, doğaya ettiği eziyeti ele alan, öte yandan kıskançlıktan korkuya, ümitsizlikten hırsa insan ikliminin binbir halini yüklenmiş filmlerden oluşuyor. Seçki, Fassbinder’in teatral âlemine (Petra von Kant’ın Acı Gözyaşları, Peter von Kant), bugünkü Oslo’nun güncel sanat dünyasında olup bitenlere (İlgi Manyağı), pandemiyle birlikte gitgide daha görünür hale gelen bakım krizine (Güzel Bir Sabah),
her şeyle birlikte dağılıp giden beden bütünlüğüne (Müstakbel Suçlar), insan hayatının pamuk ipliğine bağlı olduğu ülkelerin pandemiyle daha da yozlaşmasına (Öğle Güneşinde Yıldızlar), kalbi ve bedeni aşırı hassas gün ışığını hiç görmeyen bir çocuğun kırılganlığına (Earwig), kararlı ve inatçı bir kadınla kuşkucu bir avukatın birlikte yürüttüğü mücadeleye (Rabiye Kurnaz George W. Bush’a Karşı), bir eşeğin gözünden insan zulmüne (Ai) ve bir cin ile akademisyenin yarı mümkün yarı imkânsız hikâyesine (Üç Bin Yıllık Bekleyiş) yakından bakmamızı sağlayacak filmleri bir araya getiriyor. Dünyanın serencamına baktıktan sonra arkamıza yaslanıp endişe ve hüzünle Leonard Cohen şarkısına eşlik edebiliriz: “Hallelujah”.